ANDROJEN MODEL FERHAT ŞİRİNLE FETHİYE DE MODA ÇEKİMLERİMİZ VE SANAT YOLCULUĞUMUZ. Mine SARMIŞ

Işıklar ülkesi Fethiye de Dünyanın en iyi Androjen süper modellerinden Ferhat Şirin'in moda ve  ünlü dergilere kapak olacak fotoğraflarının çekimlerini  gerçekleştirdik.

Sanat yönetmenliğini ve danışmanlığını üstlendiğim bu proje için, ciddi bir alt yapı çalışması gerekliydi. Hikayesinden, mekanlarına kadar  bütün detayların aylarca titizlikle hazırlığını yaptık. Bunun içinde oluşturduğum ekiple bir dizi maceralı, disiplinli bir çalışma yürütürken, alanının en iyileriyle de çalıştık. Şükür model Ferhat Şirinle ilk yola çıktığımızda bahar aylarında düşündüğümüz çekimler pandemi dönemine denk gelmesinden dolayı biraz gecikmeli oldu. Ama sonuç olarak harika bir enerjiyle ve ekip çalışmasıyla güzel sonuçlar aldık.

Likyalılar zamanında "Işıklar Ülkesi" olarak tanınan Fethiye'nin eski adı"Meğri"dir. Bu ad, Rumca'da "uzak diyar" anlamına gelen Makri'den geliyor. Ölüdenizi ve eşsiz  kumsalları, koylarıyla, ormanları ve tarihsel yeriyle önemli bir kent kimliği bulunan Fethiye, Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden biridir.

 Muğla'nın ilçesi Fethiye; Ege ile Akdeniz’in birleştiği bir coğrafyada bulunuyor. Ve bu harika coğrafyada tarz olarak Roma ve Likya dönemlerinin tarihsel kimliğini  elbise, otantik takı ve aksesuarlarla  günümüze uyarlayarak Androjen süper model Ferhat Şirin  için dizayn ettik. Profesyonel modelin çekimler esnasındaki muhteşem duruşu, estetiği ve sabrına ayrıca hayranlığımı  da söylemek istiyorum.


 Fotoğraf çekimlerini Kenan Olgun, Roma döneminden günümüze uyarlama elbise tasarımlarını Günay Kızılkoca, günümüz elbise tasarımını Saime Gözlü, takı ve aksesuar tasarımlarını bu projeye özel benim yaptığım çalışmada kamera arkası görüntülerde ise Necati özbek vardı. Arkeolojik danışmanımızın emeklerini de unutamayacağımız Işıklar ülkesi Fethiye de bu kadar yüksek enerjili sanatçılar  bir araya  gelince,  Bio enerji  uzmanı ve yaşam koçu Melis Salgıncının olmasının da ekibe daha da bir güç kattığını düşünüyorum.

Bu özel proje de elbetteki daha bir  çok gönül elçilerimizin ve mekanın destekleri oldu. Ailemin, Gölevinin, Mine Sarmış sanat evinin, Mavi beach restoranın, transfer ve gezi araçlarıyla Atakan beyin misafir perverliğini ve katkılarını da söylemeden geçemeyeceğim. 

Proje de Androjen model Ferhat Şirin,  bizi kırmayıp o harika  sesiyle sanat müziği ziyafeti dinleme fırsatını da vermesi ayrıca bir mutluluk kaynağımız oldu. Androjen model Ferhat Şirin  Modelliginin yanında gazeteci kimliğiyle de  bir o kadar profesyonel bir kalem de olduğunu söylemek isterim. 

 Uzun, zorlu ve titiz bir çalışma sonrası dünya dergilerine ve medyasına böyle özel ve farklı bir çalışmayı sunmaktan, ülkemizi tanıtmaktan ve hizmet etmekten de mutluluk duyduk.

Bir gönül elçisi sanatçı  olarak daha çok güzelliklere imza atacağımıza da inanıyorum. Yeter ki gönüller bir olsun. Androjen süper model Ferhat Şirine ve tüm ekibe teşekkürlerimi sunuyorum.

Biraz da çekimleri yaptığımız Kayaköy, Patara şehir kapısı ve patara kum dağları ve plajıyla ilgili bilgi vermek istiyorum.


 Anadolu’nun cesur, mağrur ve yürekli evlatlarıdır Likyalılar ya da onların kendilerini tanımladıkları isimleriyle Trmmililer.

O kadar bağlıydılar ki özgürlüklerine,

M.Ö. 545’te önüne çıkanı ezerek ilerleyen dev Pers ordusu Xanthos’a ulaştığında şehir halkı

hiç düşünmeden, kazanmaları imkansız da

olsa savaşmaya karar verdi. O kadar düşkündürler ki özgürlüklerine, tek bir Xanthoslu bile teslim olmadı.


“Kadınları, çocukları, hazineleri ve köleleri kaleye doldurup, ateşe verdiler. Tüm savaşçılar korkunç yeminlerle bağlanarak düşmana atıldılar ve tümü savaşta öldü” diye anlatır Herodot bu olayı kitabında.


Savaştan önce yaylaya gitmiş olan 80 aile sayesinde varlığını sürdürür Xanthos. Ama 500 yıl sonra, bu kez Roma İmparatoru Brütüs göz koyar şehirlerine ve yiğit Likyalılar kök söktürür Roma’ya. Fakat yetmez güçleri ve aynı ataları gibi ölümü seçerler. Geriye ise yazıya başladığımız şiir kalır bu onurlu ve yiğit insanlardan...


Neresi bu Likya? ( Işıklar ülkesi)


Anadolu’nun güney batısındaki Teke Yarımadası’nda, Antalya Körfezi’nin batısında yer alır Likya. Bir zamanlar batısında Karia, doğusunda Pamphylia, kuzeydoğuda Pisidia ve kuzeyde Phrygia ile çevrelenmiş Likya; Xanthos, Lymiros ve Arycandos gibi büyük nehirlerin suladığı verimli ovalara ve yaylalara sahipti.


Bugünse kabaca tanımlamak gerekirse, Köyceğiz’den Antalya’ya çekilecek bir çizginin güneyinde kalan bölgedir Likya. Antalya’nın batısını, Muğla’nın güneydoğusunu kaplar. Batı sınırını Dalaman Çayı, doğusunu Phasalis Antik Kenti, kuzeyiniyse Akdağlar belirler.


Yürüyüş yolu


Fethiye’den Antalya’ya yaklaşık 535 km. uzunluğundaki Antik Likya Yolu, antik şehirleri, doğal güzellikleri ve muhteşem manzarasıyla ‘Dünyanın En İyi 10 Uzun Mesafe Yürüyüş Rotası Listesi’nde. 1992 yılında parkur çalışmalarına başlanan, 1999’da turizme açılan yol boyunca, el değmemiş küçük koylar, dağ ve ova köyleri sizleri bekliyor. Tamamı işaretlenmiş parkurun bakımı, sponsor kuruluşlar ve gönüllüler tarafından yapılıyor.

İlk demokratik birlik


M.Ö. birinci yüzyılın ortalarında 23 kent bir araya gelir ve Likya Birliği’ni oluşturur. Birliğin önemli kentleri Patara, Xanthos, Pınara, Olympos, Myra, Tlos ve Phaselis’tir. Kendi iç işlerinde özgür olan şehirler, büyüklükleri ve önemleri orantısında federal meclise 1-2 veya 3 temsilci gönderir ve dış politikada, birliği ilgilendiren kararlarda ortak hareket ederdi. Yüzyıllar sonra Likyalılar’ın kurmuş olduğu bu federal sistem, ABD’nin kuruluşunda da örnek alınır. Patara’da bulunan ve kadın başkanı da olan Likya Meclisi, dünyanın bilinen en eski meclislerinden biridir. Meclisi Patara’da olan birliğin başkenti Xanthos, dini merkeziyse Letoon’du. Unutmadan Xanthos ve Letoon, 1988’den bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor.

Tarih ve doğanın içinde yapacağınız yürüyüşte; Pınara, Sidyma, Pydnai, Letoon, Xanthos, Phellos, Apollonia, Aperlai, Theimussa, Simena, Myra, Sura, Belos, Limyra, Gagae, Olympos, Phaselis ve Idyros göreceğiniz antik yerleşimlerden sadece bazıları.


Mitolojide Likya


Zeus’tan hamiledir Leto ve korkar kıskanç Hera’nın öfkesinden. Sonunda Delos Adası’nda doğurur Apollon ve Artemis’i. Alır yeni doğan çocuklarını Anadolu’ya geçer. Kurtların kendisini götürdüğü Xanthos Nehri’nde de çocuklarını yıkar. O günden sonra Hellence ‘kurt’ anlamına gelen ‘iykos’tan türetilen Likya olur buraların adı.


Anaerkil kültür


Herodot’un aktardığına göre Likyalılar babalarının değil, analarının adını alırlar. “Kimlerdensin?” diye sorulduğunda, önce adını, sonra da anasının adını ve soyadını söylerlermiş. Eğer bir kadının bir köleden çocukları varsa, yasalar çocukları özgür sayarken, bir erkeğin yabancı ya da köle bir kadından çocukları olursa bunlar yurttaşlık haklarından yoksun kalırlarmış.


KAYAKÖY


Kayaköy, birbirinden çok farklı iki yerleşim alanından oluşmaktadır. Bunların birincisi; turizmde de önemli yeri olan, 19.Yüzyıl başında kurulmuş, yamaçlara dayalı ve nispeten yakın tarihli bir yerleşim olmakla birlikte, Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde, tamamı Rum;3000 nüfuslu bir kasaba boyutuna ulaşmış, eski adı Levissi şeklinde geçen mahalledir.1957 Fethiye Depremi ile evler harabeye dönüşmüş olsa da, canlı müze niteliği ile turistlerin büyük ilgisini çekmektedir. Diğeri ise 1512 yılından itibaren Osmanlı tahrir defterlerinde geçen Kayı Köyü'dür. Başta 39 numaralı tahrir defteri olmak üzere bölgede Oğuzların Kayı boyuna mensup Türkmenlerin yerleştiğine ilişkin kayıtlar mevcuttur. Kayaköy'de gezilip görülecek yerler arasında büyük ve küçük kilise ile on dört şapel bulunmaktadır. Ayrıca küçük kilise yanında bir çömlek atölyesi (Çömlekhane) vardır. Küçük kilise yolundan yalnızca deniz veya yürüyerek ulaşımın mümkün olduğu Soğuk Su koyuna yaklaşık kırk dakikada gidilebilir. 1923 yılında gerçekleşen mübadeleyle Levissi'de yaşayan Rumlar Yunanistan'a göç ederken Kayaköy'e de Selanik ve civarından gelen muhacirler yerleşmişlerdir. Eski Kayaköy'ün turistik açıdan daha verimli değerlendirilmesine ilişkin çalışmalar sürmektedir.


PATARA VE KENT KAPISI


Likya Birliği’nin başkenti Patara Antik Kenti’nin simgesi olan ve kentin yerleşimine girişi belirleyip onurlandırma anıtı olarak anılan Kent Kapısı Roma döneminde M.S. 100’lü yıllarda yapılmıştır. 

Antalya'daki Patara Antik Kenti'nin, 19 metre genişliğinde, 10 metre yüksekliğindeki 2 bin yıllık olduğu tahmin edilen ve su aktarma göreviyle dünyada emsalsiz olduğu belirtilen kent kapısı, restorasyon çalışmalarıyla eski ihtişamına kavuşması bekleniyor.

 Patara Antik Kenti girişinde yer alan kapı Roma İmparatoru Traian döneminde vali olan Mettius Modestus ve ailesini onurlandıran bir de yazıt bulunuyor.


 Sanat yönetmenliğini yaptığım bu güzel projede emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. 

Işıklar ülkesi Fethiye'den sevgi, saygı ve selâmlarımla... Işığınız hiç sönmesin.

Sanatla kalın.

___Mine Sarmış/

                  Sanat yönetmeni

Yorum Gönder

0 Yorumlar